30 Mart 2008 Pazar

İPRAGAZ REKLAMI - DÜŞEŞ BOBİ-



Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye boşuna dememişler. Ama muhtemelen çoğunuzun da izlediği "İpragaz Reklamı" son zamanlarda televizyonda gördüğüm en komik, sürükleyici ve pazarlama yönteminin her şekilde olabileceğini gösteren en güzel kanıtı.

Tabi bu reklamı ilk gördüğümde yine saçma sapan bir reklam deyip geçmiştim sonra her kanalda yayınlanmaya başlayınca izlemeden duramadım. Bir sokak köpeği, adı "Düşeş Bobi". Mahallede tüm olup bitenden haberdar bir şekilde herşeye müdahale ediyor. Çok yardımsever ve bir o kadar da mahallenin huzurundan sorumlu. Mesela amcayla tavla oynuyor, hanım ablaya arabasını park etmesinde yardım ediyor, geceleri mahallenin koruyucusu, ve tabi delikanlı abilerimizinde korkulu belası. Haliyle bu reklam mahallede olup bitenleri anlatmak için çekilmemiş yani sadece bunlar anlatılmıyor. Önemli noktası ise Bobi'nin mahallede güvendiği tek ekibin İpragazcılar oluşu. İpragaz'ın güvenirliği, dakikliği ön planda. Bu yüzden bunlarda artı puan olarak Bobi'nin gözünden kaçmıyor ve güvenebileceğiniz tek tüp markasının İpragaz olduğunu belirtiyor.
Gerçekten bu reklam çok akıllıca hazırlanmış. Reklamı hiç izlemeyen biri tüple iligili olduğunu anlayamaz, burda da seyirciye reklamı izlettiriyorlar, yaratıcıklıkta sınır tanımamışlar.Müthiş bir pazarlama yöntemi. Çok sağlam bir mizah anlayışının yaratıcıkla buluştuğu bir reklam izlettiriliyor. Bu sayede de ürünü köpek objesiyle piyasa tekrar hatırlatıyorlar.
Bu arada reklam ilk yayınlandığı zaman, dikkatle izleyenler olduysa; Bobi başka bir tüp arabasını mahalleden kovalıyor. Arabanın üstünde markası yazıyor: "ARAGAZ" fakat bir hafta sonra belki de daha kısa bir süre de o ifade kaldırılıyor ve aracın üstünde hiçbir şey yazmıyor. Büyük ihtimalle telif hakkı yüzünden kaldırılmış olabilir. İlgimi çeken diğer bir nokta da, bence çok akıllıca ve duyarlıca bir yaklaşım. Gerçekten reklamı hazırlayanları da burda tebrik etmek gerekir. Kahramanımız sokak köpeği malum ve başlatılan uygulamayla artık tüm sokak köpeklerinde küpe var biliyorsunuz. Reklamın belki de en güzel ve anlamlı mesajı bu olabilir. Her mahalle ve sokakta karşılaştığımız sokak hayvanları yaşamlarımızın bir parçası ve onların aşılanıp kısırlaştırılıp mahalleye geri getirilmeleri çok önemli. Reklam da bunu gereğinde bir dozla güzel vurgulamış. Köpeğimiz Bobi aşılı, mahalleye sadık. Mahalle de köpeği kabullenmiş ve birlikte yaşama saygılı. İçlerinden biri olmuş vaziyette.
Ufak bir tebessüm için http://www.youtube.com/watch?v=RiUwaeC0VdA&feature=related buraya bakmanız yeterli...

29 Mart 2008 Cumartesi

Markayı ayırd etmenin yolu : RENK

Markayı ayırd etmenin yolu: RenkTemel olarak, doğal renkler siyah, beyaz ve griden başka beş renk var: kırmızı, turuncu, sarı, yeşil ve mavi. En iyisi ara ya da karışık renklerdense bu beş temel renkten birini tercih etmektir. Ancak hangisini? Aklınızda tutmanız gereken, tüm renklerin gözün aynı yerinde yaratılmadığıdır. Renk spektrumunun kırmızı ucunda yer alan renkler, retinanın hemen arkasında oluşur. Bu nedenle, baktığınızda kırmızı rengin üzerinize doğru geldiğini hissedersiniz. Renk spektrumunun mavi ucundaki renkler, retinanın hemen önünde odaklanır. Mavi renk sizden uzaklaşıyormuş izlenimi yaratır. Bu fiziki nedenlerle, kırmızı enerji ve heyecanın rengidir. Kırmızı yüzünüzün rengidir. Niçin ülke bayraklarının yüzde 45?inde hakim renk kırmızıdır? (Mavi ikinci belirgin renktir. Bayrakların yüzde 20?ye yakınında hakim renktir.) Mavi kırmızının zıddıdır. Mavi huzur veren, sakinleştirici bir renktir. Mavi dinlendirici bir renktir. Markalar dünyasında, kırmızı satış rengidir ve dikkat çekmek için kullanılır. Mavi kurum rengidir, istikrar mesajını aktarmak için kullanılır. Örneğin, Coca-Cola kırmızı, IBM mavidir. Diğer temel renkler bu ikisinin arasında yer alır. Turuncu, maviden çok kırmızıya yakındır. Yeşilse, kırmızıdan çok maviye. Sarı nötr bir renktir. Ancak, gözünüzün seçebildiği dalgaboyunun ortasında yer aldığı için aynı zamanda en parlak renktir. (Bu parlaklığından, dikkat çekmek için yararlanılır, sarı ışıklar, sarı çizgiler, sarı işaretler örneklerinde olduğu gibi...) Yıllar boyunca, bazı renkler farklı özellikler, durumlar ve hareketlerle özdeş hale gelmiştir. ? Beyaz, gelinlik rengi olmasından da görüleceği gibi, saflığın rengidir. ? Siyah, Johnnie Walker Black Label?da olduğu gibi, lüksün rengidir. ? Mavi, bir at yarışında kazanan ata takılan mavi şeritte olduğu gibi, liderliğin rengidir. ? Mor, asaletin, imparatorluğun rengidir. ? Yeşil, çevrenin ve sağlığın rengidir, Greenpeace, Healthy Choice ve SnackWell?s?te olduğu gibi. Bir marka ya da bir logo için renk seçerken, yöneticiler genellikle oluşturmak istedikleri ruh halini gözetirler, yaratmak istedikleri farklı kimliği değil. Her ne kadar duygu durumu ya da ton önemliyse de diğer faktörler yalnızca duygu durumuna göre yapılmış bir tercihin üstüne çıkacaktır. Liderler ilk tercih hakkını kullanır. Normal olarak seçilecek en iyi renk, kategoriyi en çok temsil eden renk olmalıdır. John Deere lider traktör markasıdır. John Deere?nin marka rengi olarak, çimenin, ağaçların ve tarımın rengi olan yeşili seçmiş olması sizi şaşırtır mı? Brezilya?da bir traktör şirketi için bir marka ismi ve rengi yaratmak için görevlendirilmiştik. Maxion ismini seçtik çünkü bir traktör için önemli bir unsur olan ?güç? mesajını aktarıyor gibi görünüyordu. Ancak bu yeni traktör markası hangi rengi kullanacaktı? John Deere yeşili kullanmıştı. Pazardaki ikinci markanın tercihi kırmızı idi. Bize kalan renk belliydi bir bakıma. Maxion mavi bir traktör ve mavi bir marka oldu. Mavi, bir tarktör için iyi bir renk midir? Hayır ama, farklı bir marka kimliği yaratmak, doğru sembolik özelliğe sahip rengi kullanmaktan daha önemlidir. Hertz, ilk araba kiralama markası, sarı rengi seçti. İkinci marka Avis bu nedenle kırmızıyı tercih etti. National yeşille devam etti. (Yıllar içinde National araba kiralayan müşterilerine yeşil pulları vermeye başladı, böylelikle, National ismiyle yeşil rengin bağdaştırılmasına yardımcı oldu.) Ana rakibinizin tam zıddı bir rengi seçme kararının ardında güçlü bir mantık yatıyor. Bu renk kuralını unutursanız risk almış olursunuz. Kola, kırmızımsı-kahverengi bir içecektir ve kola için mantıklı renk kırmızıdır. Bu nedenle Coca-Cola yüzyıldan fazla bir süredir kırmızıyı kullanıyor. Pepsi Cola daha zayıf bir tercih yaptı. Kırmızı ve maviyi marka renkleri olarak seçti. Kırmızı kolayı sembolize ediyordu, mavi ise markayı Coca-Cola?dan ayıt etmeyi amaçlıyordu. Yıllarca Pepsi, Coca-Cola?nın renk stratejisine karşı ideale yakın bir düzeyde mücadele etti. Dürüst olalım. Dünya Coca-Cola?nın işaretleriyle yıkanmış gibi geliyor değil mi? Pepsi Cola?nın işaretlerini farkedebilmek zor değil mi? Farklılaştırıcı bir renginin bulunmaması nedeniyle, Pepsi, Coca-Cola?nın kırmızısı altında neredeyse görülmüyor. Bir süre önce, Pepsi Cola ışığı, daha doğrusu renkleri görmeye başladı. Elli yıl önce yapması gereken şeyi yapıyor artık. Ana rakibinin renginin tersini, markasının rengi yapıyor. Pepsi mavi renge bürünüyor. Bir Concorde uçağını maviye boyayarak, dünyaya mavi renk mesajını verecek kadar da ileri gidiyor. Tersi olun. Kodak sarıdır, bu nedenle Fuji de yeşil! Her ne kadar logosu ağırlıklı olarak kırmızı ise de sarı McDonald?sı en çok ifade eden renktir. Peki Burger King ne renktir? Burger King liderin rengiyle kontrast halinde bir renk almaktansa, hamburgeri simgeleyen bir renk seçme hatasını yaptı. Hamburger ekmeğinin sarısıyla, etin turuncu-kırmızı rengini birleştirdi. Temiz bir logo ama kötü bir renk seçimi. Budweiser kırmızıdır, öyleyse Miller ne renk olmalı? Aşırı marka genişlemesinin yanı sıra Miller?ın karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri de, markasının renk kimliğini tahrip etmesidir. Yeni markalarını birbirlerinden ayırmak için bir renk kombinasyonları yelpazesi kullanmaktadır. Bu süreçte Miller, ana rakibi Budweiser?dan farklılaşma fırsatını kaçırmaktadır. Tiffany?nin karıştırılamayacak renkteki kutularını düşünün. Bu karmakarışık dünyada, tek bir rengi standartlaştırıp, yıllarca kararlı bir şekilde kullanarak, güçlü bir görsel imaj yaratabilirsiniz. Her Christmas zamanı, M and M?den Macy?s?e kadar her marka ve mağaza tatili kutlamak için yeşil ve kırmızı renkleri kullanır. Ancak Tiffany & Co, mavide ısrar eder ve neticede Noel ağacı altında çok daha fazla dikkat çeker. Kadınlar, içindekinin kesinlikle harika bir şey olduğu inancıyla, Tiffany?nin mavi çantalarını görür görmez kocalarına sarılırlar. Muhtemelen Tiffany çantalarından daha çok sayıda Miller kutusu görmüşsünüzdür ancak bahse varız ki, Tiffany çantalarının rengini bilirsiniz de, Miller?in rengi konusunda pek emin değilsinizdir. Her ne kadar tek renk, bir marka için neredeyse her zaman en iyi renk stratejisiyse de, bazen birden fazla renk kullanmanız gerekebilir. İlk overnight paket teslim şirketi Federal Express paketlerinin göz alıcı olmasını istedi. Bu nedenle, bulabildiği en etkili iki rengi, turuncu ve moru birleştirdi. Bir FedEx paketi geldiğinde herkes bir FedEx paketinin geldiğini görebilir. Tamamen mavi bir denizde, turuncu-mor bir kanat gibidir. Renk istikrarı uzun vadede bir markanın zihinde elde etmek istediği yere ulaşmasını sağlayabilir. Bunu görmek için, sarının Caterpillar?a, kahverenginin United Parcel Sevices?e, kırmızının Coca-Cola?ya ve mavinin IBM?e ne sağladığına bakın. Büyük Mavi?nin IBM için yaptığını, büyük bir renk sizin markanız için de yapabilir.

24 Mart 2008 Pazartesi

MARKALAŞMAK

Bir ürünün markalaşmasını,bir kişilik kazanmasını sağlamak o ürünü piyasaya sürme işinden çok daha zor ve emek isteyen bir iştir.Bugün etrafımıza baktığımızda Coca Cola,Pepsi,KFC,DKNY ve bunlara benzer bir çok marka kendi ülkeleri dışında isimlerini gayet başarılı bir şekilde duyurmuşlardır,peki bunun altında yatan en önemli neden ne?
Reklam, promosyon, kalite, estetik,güvenilirlik...Bu kıstasların hepsini bir bütün olarak değerlendirmek lazım;çünkü markalaşmak tek taraflı olacak bir iş değildir,tüm parçaların birbirine uyumlu bir şekilde birleşmesi ve o uygunlukta gelişmesi gerekir ki ürün markalaşma yoluna girebilsin.Mesala Selpak,Türkiyede kağıt mendil demek yerine herkesin kullandığı bir terim,ülke içinde markalaşmasını öyle yüksek bir seviyeye çıkardı ki insanlar selpak kelimesini ürünle içiçe görüyor artık.Bu durumda elbetteki Türkiyede ilk olmalarının payı büyük.Diğer taraftan Nescafe,aynı şekilde marka ismi olmasına rağmen tüm kahve markaları "nescafe" diye adlandırılıyor Türkiye'de.Hatta Nescafe markalaşmasını ve ismini ürünle içiçe geçirmeyi o kadar başarılı bir şekilde gerçekleştirdi ki kafelere gittiğinizde dahi kullandıkları kahve markası ne olursa olsun menülerinde nescafe olarak yazıyorlar.
Tüm bunlar ürünün markalaşmasında,akılda kalmasında önemli bir rol oynuyor.Ve tabi ki uzun süreçli tutundurma politikalarıyla..Ürünler ilk çıktıklarında henüz bebektirler,ancak zamanla gelişip büyürler işte bu yüzden herhangi bir ürünün markalaşmasında yukarıda saydığım nedenler dışında zaman da çok büyük öneme sahiptir.
Markalaşmak saydığım şekillerde;reklam,promosyon,kalite,güvenilirlik ve zaman; bir bütün olarak algılandığında markalaşmanın gerçekleşme süreci çok daha hız kazanacaktır.Önemli olan parçaları uygun bir şekilde bir araya getirmek.

19 Mart 2008 Çarşamba

ETKİLİ REKLAMCILIK

Koskocaman yüzeyleriyle, sürekli hareket halinde olmalarıyla ve günde yüzlerce hatta belki binlerce insani taşımalarıyla oldukça önemli bir kaynak oluşturan otobüslerin iç panelleri, diş yüzeyleri, yan tarafları, arka yüzeyleri, metrolar, trenler ve uçaklar reklam şirketleri için kaçınılmaz bir fırsat.Ve bu transit taşımacılığı sağlayan araçların yolcu indirip bindirmek için uğradıkları her bir nokta olan otobüs durakları,metro ve tren istasyonları,havaalanları insanların ilgisinin çekilebileceği en sistematik yollardan biridir bana kalırsa.
Hayatın yoğunluğu içerisinde çevresine göz atamayacak kadar beyni meşgul olan insanların birkaç dakikalığına oturup vasıta beklediği duraklar ve istasyonlar insanların gözüne ilişebileceği reklamları sergilemek için büyük bir avantaj ve reklam şirketleri için de etkili bir strateji.Bu konuda Nike güzel ve dikkat çekici bir reklam yapmış.Metro vagonundan çıkan yolcular birden beşe kadar sıralanmış bir kulvar ile karşılaşıyor ve hemen yanındaki bilboardda da Nike ayakkabısıyla koşan bir sporcunun resmi var.Metro istasyonu gibi etrafta çok fazla ilgilenecek şey olmayan bir mekanda hem insanların ilgisini çekebilecek hem de 3-4 dakikada bir sürekli insan değişimi gerçekleştiğinden çok fazla insana hitap edebilecek bir reklam olmuş.Metro vagonundan çıkan ve genel olarak etrafta oyalanmadan işine ve ya okuluna ya da önemli bir toplantıya yetişmek için adeta birbirleriyle yarışan insan profiline de uygun olan bu reklam insanlara bir pankurda oldukları havasını yaratıyor ve bu pankurda Nike giymenin bir ayrıcalık olduğu mesajını da veriyor.

8 Mart 2008 Cumartesi

HOW ABOUT THE CAT’S WORLD

In the developing world, animal’s rights and health became important subject thus nourishments of cat became more important then the past.
There are lots of nourishment brands which are domestic and imported for cats such as iams, micho, bonacibo, kitycat, royal canin, Whiskas and so on. Iams is an imported product and it is seem first class nourishment and so its price is more than the other domestic products. Although its high price iams is one of the high quality product and because of its quality iams has big share in the market.
On the other hand there are lots of cheap and low-quality nourishments. Whiskas is the one of these products and it is preferred by the customers. Let’s look how it works?
When this brand launched in the market there was a few brands to compete and it announced it brand as a first class in spite of its low-quality. However, so many domestic and imported products launched to market in the following time, because of it Whiskas became thinking about strategic plans to promote its nourishment. First of all, they used promotional strategy such as sending gift to cats in the Christmas, and buy 1 get 1 promotions. As well they put their brand in the shopping centers to make their brand well-known. And other important modifying for Whiskas, they reduced their price at the same level of low quality nourishment. To sum up it works, they got good place in the shopping centers with their low price and they have customer groups which buys their product regularly. Then it shows that Whiskas reached its real value in terms of market segments.

SİNEM CELİK